Tarihçemiz ve Kuruluş Nedenimiz
Kısa adı Ulaşım-İş olan Ulaştırma Hizmet Kolu Kamu Emekçileri Sendikası 1 Haziran 2011 tarihinde Ankara’da kurulmuştur.
Sendikanın 12 kişiden oluşan Kurucular Kurulu, Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Merkezinde bir araya gelerek yaptığı toplantıda geçici yönetim kurulunu belirlemiştir. Ardından kurucular kurulu üyeleri, Birleşik Kamu-İş ve bağlı sendikaların yöneticileriyle beraber sendikanın kuruluş gerekçesini, yapılan bir basın toplantısıyla kamuoyuna duyurmuştur.
Kurucular kurulu adına Genel Başkanlık görevine seçilen Adem ÇALIŞKAN söz konusu basın toplantısında Ulaşım-İş sendikasını şu şekilde tanıtmıştır: "Sendikalar, çalışanların kendi hak ve çıkarlarını korumak ve geliştirmek üzere oluşturulan, sınıfsal ve toplumsal örgütlerdir. Sendikalar çalışanların ekonomik örgütü olarak toplu sözleşmeler yapmanın yanı sıra toplumsal ve siyasal yaşamın içinde demokrasinin sınırlarını geliştirmeye ve çalışanların haklarını güvencede tutmaya çalışırlar.
Ülkemizde de örgütlü emek mücadelesi bir asırdan önce başlamıştır. Kötü çalışma koşulları ve ücret adaletsizliği nedeniyle 1870’li yılların sonunda başlayan grevlerde özellikle demiryolu çalışanlarının rolü büyüktür".
Sendikal hakların, sendika kurma, grev ve toplu sözleşme yapma hakları olmak üzere ayrılmaz bir bütün olduğunu vurgulayan Çalışkan konuşmasına şu sözlerle devam etmiştir: "Sınıf ve kitle sendikacılığı ilkesini savunduğunu iddia eden yapı ne yazık ki süreç içinde bazı siyasi parti ve grupların güdümüne girmiş, bu ilişkiler sayesinde oluşturulan yönetimler hızla tabanın istek ve beklentilerinden uzaklaşmıştır. Bu öyle bir uzaklaşmadır ki örneğin en son 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan Anayasa referandumunda; grev hakkı olmayan bir sözde toplu sözleşme düzenine açıkça hayır diyememiştir.
İşte bu durum karşısında ulaştırma emekçilerinin sendikal haklar mücadelesini sürdürmek için, evrensel değerlere bağlı ve samimi bir çatıya ihtiyacı vardı. Bize bu çatıyı Birleşik kamu-İş ve üye sendikaları sunmuştur. Bu günden itibaren ulaştırma emekçileri, sendikal haklar mücadelesini bu çatı altında ve Ulaştırma Hizmet Kolu Kamu Emekçileri Sendikası adıyla sürdürecektir.
Evet, bu gün Ulaştırma Hizmet Kolunda faaliyet yürütmek üzere yeni bir sendika kuruyoruz. Ancak sendikamız yeni diye kimse bu mücadeleyi yeni sanmasın. Bu mücadelenin kökleri 1800’lü yıllara dayanmaktadır.
Bu gün sendikamızın kurucusu olan, yarında üyesi olacak arkadaşlarımızın çoğunluğu onlarca yıldır sürmekte olan emek mücadelesinin zaten birer neferidirler. O mücadele sırasında edindikleri birikimleri bugünde yeni kurulan sendikamıza taşımışlardır. Bu nedenle, kısa sürede iş kolumuzda önemli bir konuma geleceğimize ve kitleselleşeceğimize olan inancımız tamdır.
Bu mücadelede Birleşik Kamu-İş’in sendikamıza, sendikamızın da Konfederasyonumuza güç katacağına inanıyoruz.
Yeni kurulan sendikamız Ulaştırma Hizmet Kolu Kamu Emekçileri Sendikası Ulaşım-İş, Sınıf ve Kitle sendikacılığını savunacak ve iş kolumuzda çalışan herkesi ayrımsız kucaklayacaktır. Ancak, işbirlikçi bir anlayışla kişisel çıkarları uğruna çalışanların aleyhine davranışta bulunanlar ile Atatürk İlke ve Devrimlerini hazmedemeyen, Cumhuriyetin kazanımlarına sahip çıkmayan, ülkemizin bağımsızlığı ve bütünlüğünü ilke edinemeyen ve demokratik anlayışa sahip olmayan kişi ve anlayışlara aramızda yer verilmeyecektir.
Sendikamızın kuruluşunu siz değerli basın mensupları aracılığı ile kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz".
Bu basın toplantısı sonrası Ankara Valiliği’ne verilen dilekçe ile tüzel kişiliğe kavuşan Ulaşım-İş Kurucular Kurulu Kararı ile hemen ardından Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu üyeliğine başvurmuştur. Birleşik Kamu-İş Yönetim Kurulu tarafından üyeliğe kabul edilen Ulaşım-İş’in bu üyeliğine, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından, üyelik kararının sendika genel kurulunca alınmadığı gerekçesiyle geçersiz olduğu bildirilmiştir.
Ulaşım-İş Sendikası tarafından Bakanlığa verilen yanıtta “Ulaşım-İş Sendikasının mevzuata uygun şekilde kurulduğu ve Birleşik Kamu-İş’e kurucular kurulu kararıyla başvurduğu, 4688 sayılı yasaya göre bir sendikanın bir konfederasyona üyelik kararının genel kurulca alınması gerektiği yazmakla beraber aynı yasada ilk genel kurul yapılıncaya kadar genel kurul yetkisinin kurucular kurulunda olduğu vurgulanarak üyeliklerinin geçerli olduğu, nitekim yönetim kurulu üyelerinin seçim yetkisinin de genel kurulda olmasına rağmen ilk genel kurula kadar sendikayı yönetecek yönetim kurulunun da kurucular kurulu tarafından seçildiği…” belirtilerek ÇSGB’nın bu gayri yasal ve antidemokratik tutumuna tepki gösterilmiştir.
Ulaşım-İş Sendikası’nın kuruluşunun hemen ardından Ağustos 2011’de Hükümetle Kamu Çalışanları sendikaları arasında toplu görüşmeler yapılacaktı. Ulaşım-İş Sendikası bu durumu önce kendi arasında tartışmış ve daha sonra Birleşik Kamu-İş Başkanlar Kuruluna yapılacak olan toplu görüşmenin protesto edilmesi, sendikal hakların sendika kurma, toplu sözleşme ve grev hakları olmak üzere ayrılmaz bir bütün olduğu bu nedenle bu hakları güvenceye alan ve uluslararası sözleşmelere uygun bir yasal düzenleme talebiyle 15 Ağustos 2011’de Ankara’da bir miting yapılması önerisini getirmiştir. Birleşik Kamu-İş Başkanlar Kurulunda kabul gören bu öneri sonrası anılan tarihte Ankara’da geniş katılımlı bir miting yapılmıştır. Bu miting 2008’de kurulan Birleşik Kamu-İş tarihinin ilk mitingidir. Yine o yıl kamu çalışanları tarafından toplu sözleşme ve grev hakkıyla ilgili yapılan tek eylemdir.
Bu miting sonrası o yıl toplu görüşme yapılmamış görüşmeler 4688 sayılı yasa değişikliği sonrasına bırakılmıştır.
Kasım 2011’de ilk Olağan Genel Kurulunu yapan Ulaşım-İş sendikasından bazı arkadaşlarımız Aralık 2011’de yapılan Birleşik Kamu-İş konfederasyonu yönetim, denetim ve disiplin kurullarında görev almışlardır. Böylece Ulaşım-İş Sendikası olarak Birleşik Kamu-İş ve üye sendikaların sendikal haklar mücadelesine daha fazla katkı verilmeye başlanmıştır.
Yine ilk olarak 4-7 Şubat 2012 tarihlerinde 4688 sayılı yasada gerekli değişikliklerin bir an önce yasalaşarak kamu çalışanlarının toplu sözleşme hakkına kavuşması ile Vatan, Cumhuriyet ve Emek mücadelesinin birlikte yürütülmesinin önemine vurgu için Samsun’dan Ankara’ya dört günlük bir yürüyüş yapılması önerilmiştir.
Birleşik Kamu-İş Başkanlar Kurulunun kabul etmesiyle gerçekleşen bu yürüyüş o tarihte kamuoyunda çok ilgi görmüş, birden fazla ili kapsayan ve günlerce süren bu eylem Birleşik Kamu-İş kadrolarına da yeni bir deneyim ve öz güven kazandırmıştır.
Bu eylemin ardından yine Ulaşım-İş Sendikası tarafından hazırlanan sendikal haklarımız ve taleplerimize ilişkin bir broşür Birleşik Kamu-İş tarafından yayınlanarak tüm hükümet üyelerine, milletvekillerine ve basın yayın kuruluşlarına gönderilmiştir.
Bundan sonrada sendikal işleyiş, toplu sözleşme ve grev haklarına ilişkin çeşitli rapor ve broşürler Ulaşım-İş tarafından hazırlanıp, Birleşik Kamu-İş tarafından yayınlanmıştır. 2012 yılında yeniden düzenlenen 4688 sayılı yasanın uluslararası sözleşmelere ve dolayısıyla Anayasa’ya aykırılığı hususunda bir dava dilekçesi yine Ulaşım-İş sendikası tarafından hazırlanıp Birleşik Kamu-İş tarafından dava açılmıştır. Bu hususta o tarihteki Genel Başkanımız tarafından konu TV’ler ve diğer basın yayın organlarında gündemde tutulmuştur.
Ulaşım-İş Sendikası kadroları bundan başka da Birleşik Kamu-İş ve üye sendikalarının tüm eylem ve etkinliklerine gücü oranında katılım sağlamıştır. Ancak kurulduğu yıllar, daha sonra FETÖ olarak adlandırılan Amerikan destekli terör örgütünün ülkemize kumpas kurduğu yıllara denk gelmektedir. Ülkemizin asker sivil birçok yurtseverinin zindanlara atıldığı süreçte mücadelenin sadece Birleşik Kamu-İş ve üye sendikalarının mücadelesiyle kazanılamayacağının bilinciyle daha geniş birliktelikler amaçlanmıştır.
Bu doğrultuda özellikle Birleşik Kamu-İş Genel Başkanı İsmail TUTOĞLU’nun girişimlerine destek verilerek, Birleşik Kamu-İş, ADD, ÇYDD, CKD, TESUD, TGB, TOBAV gibi önemli örgütlerle işbirliğine girilerek VATAN, EMEK ve CUMHURİYET BİRLİKTELİĞİ isimli bir platform kurulmuştur. Bu platform sayesinde çok geniş katılımlı toplantılar, mitingler ve yayınlar gerçekleştirilmiştir. Aydınlarımızın zindanlara atıldığı Silivri cezaevinin duvarları yıkılmıştır. Ancak belki de en önemlisi ulusal bayramlarımızın kutlanmasını engelleyen Hükümete karşı 29 Ekim 2012’de ULUS Meydanı’nda Milletimize yapılan çağrıya milyonlar cevap vermiş ve polisin müdahalesine rağmen milyonlarca kişiyle birlikte Cumhuriyet Bayramı’mızın kutlanmasına vesile olunmuştur. Ancak ilerleyen yıllarda çeşitli nedenlerle bu birliktelik devam ettirilememiştir.
Ulaşım-İş Sendikası Bileşik Kamu-İş’in ve üye sendikaların sendikal işleyiş ve mücadelesinin de her zaman doğru çizgide sürmesine katkı yapmaya çalışmıştır. Bu doğrultuda Büro-İş, Genel Sağlık-İş, Tapu Çevre Yol-İş, Kültür Sanat-İş, Enerji-İş sendikalarımız başta olmak üzere bu sendikaların tüzük, genel kurul ve sendikal mücadelelerine destek olunmuş, Birleşik Kamu-İş’in tüm sendikalarından destek görmüştür.
Ulaşım-İş kurulduğu ulaştırma hizmet kolunda doğru sendikal anlayış ve mücadelesi nedeniyle mevcut sendikal yapıların ve işveren vekillerinin de her zaman hedefinde olmuştur. Çeşitli şekillerde kitleselleşmesi engellenmeye çalışılmış, bir çok üyesine keyfi uygulamalar yapılmıştır. Ancak Ulaşım-İş her defasında üyelerinin yanında olmuş, onları gerek disiplin kurullarında gerekse yargı organları karşında savunmuştur. Bunlara rağmen özellikle TCDD Genel Müdürlüğü’nde özelleştirme uygulamalarına karşı, yine buna karşı duruş sergileyen sendika ve örgütlerle ortak mücadeleye girmekten kaçınmamıştır. Özellikle 2013 yılında “Demiryollarının Serbestleştirilmesi Kanunu’nun çıkarılması sürecinde grevlere varan eylemlere katılmış bu nedenle birçok üyesine soruşturma açılmıştır.
Ulaşım-İş sendikası kuruluşundan itibaren istenilen seviyede kitleselleşememesine rağmen gerek hizmet kolunda yer alan sendikalarda ve farklı örgütlerde üst düzey görev üstlenmiş kişileri ve gerekse meslek ve konumları itibariyle topluluğumuz içinde çok saygın yerlerde bulunan kişileri örgütleme başarısı göstermesiyle kamu çalışanlarının sendika ve demokrasi mücadelesinde sahip olduğu önemli konumu sürdürmeye devam etmektedir.